Eğitim

Ebeveynler karne başarılarını sonuç odaklı değil, süreç odaklı değerlendirmeli

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Çağla Gür, çocukların karnelerini aldıklarını anımsatarak, ebeveynlerin çocuklarının karne başarılarına yönelik değerlendirmelerinin sonuç odaklı değil, süreç odaklı olmasının önemli olduğunu kaydetti.   

Karneler değerlendirmelerde özellikle suçlayıcı olunmaması gerektiğine dikkat çeken Gür, çözüm odaklı bir yaklaşımın tercih edilmesinin faydalı olduğunu aktardı. 

Prof. Dr. Gür, “Suçlu kim? Neden bu çocuk böyle?” gibi kısıtlayıcı soruların bir sonuç getirmeyeceğini kaydederek, “Farklı alternatifler neler olabilir? Başka ne yapabiliriz? Çocuğumla iletişimimi nasıl daha nitelikli yapabilirim?” gibi çözüm odaklı soruların sorulması gerektiğini söyledi.

İşlevsel olan ve olmayan olmak üzere, iki farklı başarı algısı olduğunun altını çizen Gür, “Örneğin, sınavlarda en üst yüzdelik dilimleri, üst düzey kariyer, üst düzey maaş, lüks bir arabaya sahip olma gibi beklentilere endeksli başarı tanımı işlevsel olmayan bir başarı algısıdır. Burada bir durumu elde ettikçe sürekli daha üste odaklanılıyor” dedi.

Gür, başarılı olmak için belli fedakârlıklar yapılması gerektiğini de söyleyerek, “Örneğin, daha iyi bir derece almak için bilgisayar oyunu oynama süresine yönelik bir planlama yapmak işlevseldir” şeklinde konuştu.

Başarıyı sadece amaçlara bağlamadan, sonuç odaklı değil, süreç ve değerlerine uygun yaşamanın işlevsel başarı algısı olduğunu aktaran Gür, “Örneğin, çocuklarını daha iyi desteklemek için amir olmaya yönelik çalışmalarına ara veren bir anne, değerleri açısından bakıldığında işlevsel anlamda başarılı olarak değerlendirilebilir” ifadesini kullandı.

Gür, sosyal ilişkileri geliştirme ve bu yönde yetkin davranışlar sergilemeye önem veren bir öğrencinin organizasyonlarda bulunmasının da işlevsel bir başarı olduğunu belirterek, büyük başarıların küçük adımlardan oluştuğu ve bazen küçük görevleri tamamlamanın başarının bir parçası olduğunu söyledi. 

Aşırı yüksek beklentiler içerisine girmenin ya da sert yargılamalarda bulunmanın olumsuzluklarına işaret eden Gür, bu durumun çocukta kaygı yaratacağını da kaydetti. 

Gür, çocuğu tanıyarak gerçekçi beklentiler geliştirmek gerektiğini de belirterek, objektif bir değerlendirmenin hem çocuğun hem de ebeveynin yetenek ve olanaklarıyla ilişkili alternatif çözümler üretmesine imkân sağlayacağını aktardı.

Her şeyin zaman alacağının farkında olunması gerektiğini de ekleyen Gür, “İstediğini elde edemese de sürece yapılan yatırım, çocuğu geliştiren bir katkı olacaktır. Bu süreçte nitelikli çocuk-ebeveyn iletişimi önemlidir” dedi.