Kampüs

Kadına yönelik şiddeti önlemenin yolu toplumsal cinsiyet eşitliği bilincini oluşturmaktır

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Merkezi (UKAMER) Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mihrican Aylanç, günümüzde dünyanın tüm coğrafyalarında kadınların geleneksel ön kabullerin etkisiyle sadece kadın oldukları için şiddete maruz kaldıklarını kaydederek, “Ayrıca yoksulluk, eşitsizlik ve sosyal adaletsizlik dünyada kadınları erkeklerden daha çok etkiliyor” ifadesini kullandı.

CIU News Full Width Default Image

Kadına şiddet insan haklarının ihlali anlamına da geliyor

Yrd. Doç. Dr. Aylanç, insan haklarının ihlali anlamına da gelen kadına şiddetin kabul edilemez olduğunu belirterek, şöyle devam etti: Kadına yönelik şiddetin önlenmesi evrensel olarak insan haklarının bir gereğidir. Kadının toplum içindeki saygınlığı, itibarı ve etkinliği, gelişmişliğin ve medeniyetin göstergesidir. 25 Kasım, Birleşmiş Milletlerin ‘kadına yönelik şiddetle mücadele günü” olarak belirlediği bir gün olmanın yanında insanlık tarihinde kadınlara yönelen şiddetin, bir insanlık ayıbının, bir utancın yıldönümüdür aynı zamanda. 25 Kasım 1960 tarihinde acımasızca öldürülen Mirabal kardeşler, bugün kadınların insan hakları için verdikleri mücadelenin sembol isimlerinden olmuşlardır.

‘Kadına Yönelik Şiddet Farkındalık’ programı

UKAMER olarak kadının her alanda güçlendirilmesi ve söz sahibi olması için çalışma ve etkinlikler gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Aylanç, bu gün kapsamında Üniversite olarak ‘Kadına Yönelik Şiddet Farkındalık’ programı ile şiddetin ülkede ulaştığı boyutları değerlendireceklerini kaydetti.

Yrd. Doç. Dr. Aylanç, kadına yönelik şiddeti önlemek için “şiddet bilinci” geliştirmenin, şiddetin nasıl oluştuğunu, hayatın her alanına nasıl sızdığını anlamanın önemli olduğunu belirterek, kadınları tahakküm altına alan, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda dışarıda bırakan, kadın kimliğini güçsüzleştiren tüm bağımlılık ilişkilerinin şiddet bilinci çerçevesinde ele alınmasının önemli olduğunu söyledi.

Cinsiyetçi, ayrımcı değerlerin, kuralların, geleneklerin sorgulanması gerektiğini de hatırlatan Aylanç, kadına yönelik şiddeti azaltmanın yolu kadınların kamusal ve özel alanlarda görünürlüğünü artırmaktan, sosyal konumlarını yükseltmekten, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaktan geçtiğini de söyledi.