İktisadi ve İdari Bilimler

Ortadoğu Dengelerinin Ekonomi Üzerindeki Etkisi

İran ve İsrail arasında son bir haftada yaşanan gelişmeler, finansal piyasaları da etkiledi. Yaşanan olayların ardından dünyada petrol fiyatlarında yüzde yedilik artış gözlemlenirken, altın ve dolar değer kazandı, hisse senedi ve döviz piyasalarında dalgalanmalar yaşandı. Yaşanan son gelişmeler ışığında ortaya çıkan ekonomik dalgalanmaları, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Genel Sekreteri ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Asil Azimli değerlendirdi.

Ortadoğu’nun geçmişi ve bugünü göz önüne alındığında jeopolitik riskler açısından gergin bir bölge olduğunu ifade eden Azimli, “Bozulan istikrar ve petrol tedarik zincirindeki olası kırılmalar petrol fiyatlarını artırırken, şirket maliyetlerini de artırıp nihai olarak finansal piyasalarda düşüşe neden olacaktır” ifadelerine yer verdi. “Enerjide kullanılan girdilerin ithal edildiği bölge olması dolayısı ile Ortadoğu’nun jeopolitik risk yaşaması, bütün dünyanın ekonomisini etkileyen bir faktör haline geliyor” diyen Azimli aynı zamanda yatırımcı davranışlarını ve Türkiye gibi bölgesel aktörlerin karşı karşıya kalabileceği yapısal tepkileri değerlendirdi.
 

uku-jeopolitik-riskler-piyasalari-etkiliyor-web1

1.    Ortadoğu’da yaşanan jeopolitik değişimler sıklıkla küresel piyasaları etkiliyor. Akademik bakış açısıyla bu bölgenin ekonomik sistemlerdeki etkisini nasıl yorumlarsınız?
Ortadoğu’da yaşanan jeopolitik gerginlikler, gerek savaş gerekse savaş tehditleri, petrol fiyatlarını etkiliyor. Petrol açısından zengin olan bölgede bu tarz olayların yaşanması tedarik zincirinde olası kırılmalar ve yetersiz arz olarak ortaya çıkabiliyor. Bu durum, petrol fiyatlarını ve dolayısı ile şirketlerin enerji maliyetlerini artıracağından finansal piyasaları olumsuz etkilemekte. Finansal piyasa etkilerinin yanı sıra yüksek enerji maliyetleri enerji ithal eden ülkeler için yüksek enflasyon ve daha düşük ekonomik büyümeyi de beraberinde getirecektir. 

2.    Jeopolitik risk kavramı finans literatüründe nasıl tanımlanıyor? Ortadoğu gibi dinamik bölgeler bu risk tanımı içerisinde ne şekilde yer alıyor?
Jeopolitik risk devletler arasındaki veya devletler içindeki siyasal, sosyal veya askeri çatışmalardan veya gerginliklerden doğan istikrar bozuklukları olarak görülebilir. Ortadoğu geçmişi ve bugünü göz önüne alındğında jeopolitik riskler açısından gergin bir bölgedir. Bunun nedeni bölgede uzun süredir politik tutarsızlıkların yaşanıyor olmasıdır. Politik tutarsızlıkların olduğu yerde jeopolitik gerginlikler yaşanır. Yaşanan belirsizlikler de işin bir başka boyutudur. Ortadoğu’daki aktörler, İsrail’in genişleme politikaları, bölgedeki dini görüş ve hatta mezhep farklılıkları gibi pek çok etken bu duruma etki etmektedir. Enerjide kullanılan girdilerin ithal edildiği bölge olması dolayısı ile Ortadoğu’nun jeopolitik risk yaşaması, bütün dünyanın ekonomisini etkileyen bir faktör haline geliyor.

3.    Ortadoğu’da değişen dengeler ışığında markette ne gibi hareketlilikler beklemeliyiz? 
Ortadoğu’da yaşanan gerginlikler finansal piyasaları çeşitli kanallardan etkileyebilir. Öncelikle, bozulan istikrar ve petrol tedarik zincirindeki olası kırılmalar petrol fiyatlarını artırırken, şirket maliyetlerini de artırıp nihai olarak finansal piyasalarda düşüşe neden olacaktır. Bu durum birkaç kanal ile açıklanabilir. Bunlardan ilki, yatırımcıların nakit akışı beklentilerindeki azalma kaynaklı düşük fiyatlama ve/veya daha yüksek risk pirimi talebi kaynaklı mevcut hisse senedi fiyatlarının baskılanması. İkincisi, güvenli liman arayan yatırımcıların riskli varlıklar sınıfında olan hisse senetleri ve uzun vadeli şirket tahvillerindeki pozisyonlarını kapatmalarından kaynaklı düşüşe geçen finansal piyasalar.  Üçüncüsü ise; artan gerilim ve savaşlar politik istikrarsızlığın yaratacağı bozuk güven ortamı ve yatırımlarını elden çıkartma arayışına girecek olan yatırımcılar nedeni ile düşen piyasalar. 

4.    Ortadoğu’daki istikrarsızlıkların yatırımcı güveni ve bölgeye yönelik doğrudan yabancı yatırımcılar üzerindeki etkilerini geçmiş örnekler üzerinden nasıl değerlendirirsiniz?

Enerji fiyatlarındaki artış, şirket karlılığını artan enerji maliyetleri üzerinden etkileyeceğinden, finansal piyasa fiyatlamaları üzerinde olumsuz bir etki doğuracaktır. Ek olarak, enerji ithal eden ülkeler için ek maliyetler ve artan enflasyon anlamına gelirken, ekonomik büyüme açısından da yine bu ülkeler için olumsuz bir etkisi olacaktır. Fakat, petrol ihraç eden ülkeler daha yüksek fiyata petrol satabilecekleri için bu ülkelerin ekonomilerinde ve ödemeler dengelerinde olumlu sonuçlar gözlenebilmektedir. Petrol ithal eden ülkelerin ticaret açığı verme potansiyelleri artarken, ihraç eden ülkelerin azalacaktır. Bu durum, ülkelerin para birimi değeri üzerinde de etkili olacaktır. Dış ticaret fazlası veren ülkelerin para birimi değer kazanma eğiliminde olurken, dışarıdan petrol alan ülkelerin para birimleri değer kaybedecektir. 

uku-jeopolitik-riskler-piyasalari-etkiliyor-web2

5.    Kıbrıs ve Türkiye gibi bölgesel aktörler bu jeopolitik gelişmelerden nasıl etkilenecektir? Finansal piyasalarımızda gözlemlediğiniz yapısal tepkiler nelerdir?
Kuzey Kıbrıs’ta bir finansal piyasa yok bildiğiniz üzere. Dolayısı ile bu soruyu Türkiye piyasası ve Türk lirası üzerinde değerlendirebilirim. Bildiğiniz gibi Türkiye enerji ithal eden ve enerji üretimi için dışarıya bağımlı olan bir ülke. Artan petrol maliyetleri ve olası tedarik zinciri kırılmaları, ki İran önemli bir petrol trafiği içeren Hürmüz Boğaz’ını kapatma kararı alabilir, daha yüksek maliyetler, artan enflasyon, artan dış ticaret açığı, ve daha güçsüz bir Türk Lirası şeklinde kendini gösterecektir. Yine, riskli varlıklardan uzaklaşmak isteyen yatırımcılar Türk şirketlerindeki pozisyonlarını kapatacaklarından daha düşük finansal piyasa fiyatlamaları gözlemlenebilir. 

6.    Ekonomik belirsizlik dönemlerinde yatırımcının davranışlarında nasıl değişimler gözlemleniyor? Bireysel yatırımcılar açısından bu tür riskleri yönetmek adına ne tür stratejiler öne çıkıyor?

Bu tip belirsizlik dönemlerinde yatırımcılar riskli varlıklarda olan pozisyonlarını kapatarak güvenli liman görevi görebilecek yatırım arayışlarına girmektedirler. Bu bağlamda, altın uzun bir süredir güvenli liman varlığı olarak öne çıkıyor. Bir varlık güvenli liman olarak sınıflandırılabilmesi için stres ve kriz dönemlerinde diğer varlıkların değeri düşerken değerini koruması veya değer kazanması gerekmekte. Bu konuda yapılan yeni çalışmalar, sosyal sorumluluk konusunda başarılı olan şirket hisselerinin, yeşil tahvillerin ve dönemsel olarak kripto paraların da güvenli liman olduğunu gösteriyor. 

7.    Bu alanda çalışan genç araştırmacılara veya öğrencilere, küresel gelişmeleri analiz ederken nelere dikkat etmelerini önerirsiniz?

Bu soru basit cevabı olan bir soru değildir. Literatürde ekonomik, politik ve jeopolitik riskleri ölçmek, tahminlemek ve erken fark etmek için sayısız endeks ve ekonometrik model mevcuttur. Gelinen noktada, yapay zeka yardımı ile önde gelen gazetelerde yayımlanan haberleri metinsel analiz yolu ile yaratılan endeksler bu gibi riskleri yansıtmakta başarılı sayılıyor. 

8.    Ekonomik kırılganlığın daha iyi yönetilebilmesi için neler yapılabilir?
Ekonomik kırılganlıklar bir ülkenin ekonomik ve finansal sisteminin ne ölçüde dış şoklara hassasiyet gösterdiği ile ölçülebilir. Günümüz küresel ekonomisi ve finansal sistemi göz önüne alındığında önlenemeyecek riskler vardır tabi ki. Fakat, ülkenin dış bağımlılığın az olması, dış borcun az olması, üretimde kullanılan önemli girdilerin dışardan minimal düzeyde alınması, ticaret açığının olmaması veya minimal olması ve ülke merkez bankasının rezervlerinin yeterli olması, kırılganlıkları minimal düzeyde tutacak olan faktörlerdendir.