Sağlık Bilimleri

İnsanlığa Dokunan Bilim ve Şefkatin Yolculuğu

12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü dolayısıyla, insan hayatına dokunan en kutsal mesleklerden biri olan hemşireliği, geçmişten bugüne değişen yönleriyle ele aldık. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fatma Eker ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajda; hemşireliğin toplumdaki yeri, mesleğin karşılaştığı zorluklar, teknolojik dönüşümler ve genç hemşire adaylarına yönelik öneriler tüm açıklığıyla masaya yatırıldı. “Hemşirelik mesleğinin bilimsel bilgiye dayalı, klinik karar verme süreçlerinde etkili olan bir sağlık disiplini olduğunu topluma anlatma ve gösterme konularında biz hemşirelere büyük görev düşmekte” diyen Eker, gelecekte hemşirelik mesleğini çok boyutlu bir dönüşüm süreci beklediğine de dikkat çekti.

1.    Dünya Hemşireler Günü sizin için ne ifade ediyor? Bu günün hemşirelik mesleği açısından önemini nasıl değerlendirirsiniz?
Modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale’in doğum günü olan 12 Mayıs, her yıl Dünya Hemşireler Günü, 12-18 Mayıs Hemşirelik Haftası olarak kutlanmakta. 12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü, benim için sadece bir anma günü değil; aynı zamanda mesleğimizin toplumda ve sağlık sistemi içindeki vazgeçilmez rolünü görünür kılmak açısından son derece anlamlı bir gün. Dünya Hemşireler Günü ve Hemşirelik Haftasını hemşirelerin özverili çalışmalarını takdir etme, mesleğin sorunlarını, ihtiyaçlarını ve geleceğini daha geniş bir perspektiften değerlendirme, hemşireliğin profesyonel gelişim sürecine katkı sunma, mesleki birlikteliği güçlendirme ve aday hemşirelere ilham vermek açısından oldukça önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü olarak bizler de bu özel günü, bilimsel etkinlikler, paneller ve öğrenci katılımlı projelerle daha anlamlı kılmaya çalışıyoruz.

2.    Günümüzde hemşirelik mesleğini değerlendirecek olsanız neler söylersiniz?
COVID-19 pandemisi ile birlikte hemşireliğin sağlık sistemlerindeki stratejik önemi daha da görünür oldu. Günümüz dünyasında hemşirelik, yalnızca hasta bakım hizmetleriyle sınırlı olmayan; araştırma yapan, eğitim veren ve multidisipliner ekiplerin vazgeçilmez bir üyesi olan profesyonel bir meslek haline geldi. Küresel düzeyde sağlık sistemlerinde ve toplumların demografik yapısında büyük bir dönüşüm yaşanırken, hemşirelik de bu değişim doğrultusunda kronik hastalık yönetimi, yaşlanan nüfusun ihtiyaçları, teknolojinin hemşirelik bakımına entegrasyonu gibi konularda etkinliğini artırmak için yeni stratejiler geliştirme ihtiyacı duydu. Bu bağlamda, hemşirelik mesleğinin daha karmaşık, daha bilgi-yoğun ve teknoloji destekli bir yapıya büründüğünü söyleyebilirim. Bununla birlikte, halen çözülmeyi bekleyen yapısal sorunlarımız var. Artan iş yükü, duygusal tükenmişlik, mesleki tanınma eksikliği, liderlik fırsatlarına erişim gibi konular maalesef hemşirelik mesleğinin gelişimini zorlaştırmakta. Bu nedenle hem ulusal hem de uluslararası ölçekte hemşirelerin yetkinliklerinin artırılması, güçlendirilmesi ve desteklenmesi için politikaların geliştirilmesinin zorunlu olduğunu düşünüyorum.

3.    Kuzey Kıbrıs’ta hemşireliğin itibarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce toplumun hemşirelik algısı yeterince doğru mu?
Kuzey Kıbrıs’ta hemşirelik mesleği zamanla daha fazla takdir görmeye başlamış olsa da, toplumsal algının halen tam anlamıyla mesleğin uzmanlık ve profesyonellik boyutlarını yansıtmadığını düşünüyorum. Hemşirelik mesleğinin bilimsel bilgiye dayalı, klinik karar verme süreçlerinde etkili olan bir sağlık disiplini olduğunu topluma anlatma ve gösterme konularında biz hemşirelere büyük görev düşmekte. Zihindeki algının ve tutumların değişmesi zaman alır. Bu algının yerleşebilmesi için hem eğitsel çalışmaların artırılması hem de medyada mesleğin doğru temsiline önem verilmesi gerekir. UKÜ olarak, Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği ile birlikte çalıştığımız “Kıbrıs Türk Hemşirelik Tarihi Belgeseli” projemiz ile tam olarak buna hizmet etmeyi planladık. Bu projeyle geleceğe Kuzey Kıbrıs’taki hemşirelik tarihi ile ilgili bir görsel bir miras bırakmayı hedefliyoruz. Belgesel projesi mesleğin eğitim, yönetim ve organizasyonel açıdan nasıl bir gelişim gösterdiğini halka ve hemşire adaylarına canlı tarih röportajları ve belgeleriyle sunacak. Özellikle 1974 Kıbrıs Barış Harekatı  sırasında ne koşullar altında çalıştıklarını yaptıklarını duayen hemşirelerden dinlemenin zihinsel algı üzerinde etkili olacağı kanaatindeyim. 
 

sm-story-Prof. Dr. Fatma Eker-02

4.    Hemşirelik eğitimi son yıllarda, gelişen teknolojilerle birlikte, nasıl bir değişim gösterdi?
Son yıllarda hemşirelik eğitimi, simülasyon laboratuvarları, sanal hasta uygulamaları, uzaktan eğitim sistemleri ve dijital kaynaklar sayesinde çok boyutlu bir öğrenme sürecine evrilmiştir. Bu değişim, hemşirelik eğitimini daha esnek, erişilebilir ve bireyselleştirilmiş hale getirdi. Fakültemizde bu yıl kullanmaya başladığımız ve KKTC’de  tek olan simülasyon laboratuarımızda yüksek gerçeklikli mankenler ve senaryo bazlı çalışmalarımızla gelişen teknolojiye öğrencilerimizi hazırlıyoruz. Bu senaryolarda öğrencilerin yalnızca teorik bilgiyle değil, aynı zamanda klinik karar verme, etik düşünme ve ekip içinde çalışma gibi becerilerle donatılmasını hedefliyoruz. Sanal gerçeklik (VR) laboratuarını şimdilik anatomi dersleri için kullanıyoruz. Hemşirelik vakalarını VR üzerinden öğrencilerle çözümlemek ve onlara hastane uygulamasına ilaveten gerçeğe en yakın ortamda uygulama yapma imkanı sağlamak projelerimiz arasında bulunuyor. Sanal gerçeklik (VR) ile desteklenen simülasyon teknolojileri, öğrencilerin gerçek klinik ortamlarda karşılaşabilecekleri durumları sanal olarak deneyimlemelerine olanak tanıyor. Bu hem öğrenme sürecini hızlandırıyor hem de güvenli bir deneyim alanı sunuyor.

5.    Gelecekte hemşirelik mesleğini bekleyen gelişim ve dönüşümler sizce neler olabilir? Özellikle yapay zekanın etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Gelecekte hemşirelik mesleğini çok boyutlu bir dönüşüm süreci bekliyor. Özellikle dijital sağlık teknolojilerinin ve yapay zekanın hızla gelişmesi, hemşirelik uygulamalarını yalnızca desteklemekle kalmayıp, birçok yönden yeniden tanımlamaya başladı bile. Yapay zeka tabanlı karar destek sistemleri, hemşirelerin hasta verilerini daha hızlı analiz etmesine ve erken müdahale fırsatları yaratmasına olanak tanıyor. Örneğin, yoğun bakım ünitelerinde kullanılan algoritmalar, hastanın vital bulgularındaki küçük değişiklikleri analiz ederek sepsis gibi ciddi durumları önceden tahmin edebiliyor. Bu sayede hemşire, erken uyarı sistemi aracılığıyla zamanında müdahale edebiliyor ve hasta güvenliğini doğrudan etkileyebiliyor. Benzer şekilde, evde bakım alan hastaların takibinde kullanılan uzaktan izleme sistemleri, yapay zeka destekli analizlerle hemşireye anlık bildirimler göndererek, müdahale ihtiyacını erken dönemde belirleyebiliyor. Öte yandan, robotik sistemler de hemşirelik uygulamalarını desteklemeye başladı. Servis robotları, ilaç dağıtımı ya da hasta transferi gibi işlemlerde kullanılarak hemşirelerin iş yükünü hafifletiyor ve daha çok hasta ile birebir ilgilenmelerine zaman kazandırıyor. Tüm bu gelişmelerin yanında, insani yönü güçlü, etik değerlere bağlı bir hemşirelik anlayışının da teknolojiyle birlikte evrilmesi çok önemlidir. Çünkü teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insan dokunuşu, empati ve şefkat gibi nitelikler hemşireliğin temelini oluşturmaya devam edecektir.

6.    Hemşire olmak isteyen gençlere ve öğrencilere ne gibi tavsiyeler verirsiniz?
Bu meslek yalnızca bir iş değil, insan hayatına dokunan, etik sorumluluğu yüksek, bilimsel temelleri güçlü bir yaşam biçimidir. Hemşire olmak isteyen bireylerin, sadece bilgi ve beceriye değil, aynı zamanda empati, sabır, iletişim gücü ve etik duyarlılığa da sahip olmaları gerekir. Çünkü hemşirelik, yaşamın en kırılgan anlarında insanların yanında olmayı, onların fiziksel, duygusal ve psikososyal ihtiyaçlarını bütüncül bir yaklaşımla karşılamayı gerektirir. Bu nedenle öğrencilere ilk tavsiyem, mesleğin insani boyutunu içselleştirmeleri ve bu sorumluluğu gönülden benimsemeleridir. Ancak aynı zamanda hemşireliğin sadece bakım vermekten ibaret olmadığını, bilimsel araştırmalara dayanan, sürekli gelişen bir alan olduğunu da bilmeleri gerekir. Gelişen teknolojiler, yapay zekâ destekli uygulamalar, dijital sağlık sistemleri ve uluslararası standartlar artık hemşirelik pratiğinin doğal bir parçası haline gelmiştir. Bu bağlamda, öğrencilerin sürekli öğrenmeye açık olmaları, eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeleri, multidisipliner çalışmaya yatkın olmaları ve yabancı dil becerilerini artırmaları büyük önem taşır. Ayrıca öğrencilerin etik ilkelere bağlı, kültürel duyarlılığı olan, farklılıkları saygıyla karşılayan bireyler olmaları mesleğin doğası açısından çok değerlidir. 

Özellikle günümüzde hasta haklarının, bireysel mahremiyetin ve hasta güvenliğinin çok ön planda olduğu bir sağlık ortamında, hemşirelerin güçlü bir mesleki kimlik ve etik farkındalıkla hareket etmeleri beklenmektedir. Bu nedenle lisans eğitimleri boyunca teorik bilgiyi sadece ezberlemekle yetinmeyip, bu bilgiyi sahada uygulama becerisine dönüştürmeleri, simülasyon, klinik uygulama ve proje temelli çalışmalarda aktif rol almaları oldukça önemlidir. Son olarak şunu da vurgulamak isterim ki, hemşirelik mesleği uluslararası boyutta da çok saygın ve aranan bir meslektir. Avrupa Birliği ülkeleri, Kanada, ABD, Orta Doğu ve Asya ülkelerinde Türk hemşirelerin çok başarılı örnekleri bulunmaktadır. Bu da demektir ki, kendini iyi yetiştirmiş, yabancı dil bilen, etik ve bilimsel donanıma sahip bir hemşire adayı, yalnızca kendi ülkesinde değil, dünya genelinde de fark yaratabilir.
Özetle söylemek gerekirse; eğer gerçekten insanlara yardım etmeyi seviyor, bilimsel düşünceyle hareket etmekten keyif alıyor ve hayat boyu öğrenmeye gönüllüyseniz, hemşirelik sizin için sadece bir meslek değil, aynı zamanda hayatın her anında anlam bulabileceğiniz bir yolculuk olacaktır.
 

sm-story-Prof. Dr. Fatma Eker-04

7.    UKÜ bu alanda yetişmek isteyen gençlere ne gibi imkanlar sunuyor?
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi olarak öğrencilerimize çağdaş eğitim programları, güçlü akademik kadro, simülasyon laboratuvarları, staj imkânları ve uluslararası iş birlikleriyle donanımlı bir öğrenme ortamı sunuyoruz. Ayrıca öğrencilerimizin bilimsel araştırmalara katılımı ve sosyal sorumluluk projeleriyle mesleki farkındalıklarını artırmayı teşvik ediyoruz.

8.    Dünya Hemşireler günü vesilesi ile meslektaşlarınıza ve topluma iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Dünya Hemşireler Günü, yalnızca hemşirelerin emeklerinin takdir edildiği bir gün değil; aynı zamanda sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliği için hemşireliğin vazgeçilmez rolünün hatırlatıldığı çok kıymetli bir farkındalık günüdür. Bu vesileyle öncelikle, gece gündüz demeden, büyük bir özveriyle çalışan, hastalarının sadece sağlığına değil, umuduna da dokunan tüm hemşire meslektaşlarımı yürekten kutluyorum. Pandemi süreci hepimize bir kez daha gösterdi ki, hemşireler yalnızca sağlık hizmetlerinin yürütücüsü değil; kriz anlarında liderlik yapabilen, sağlık sisteminin yükünü omuzlayan temel aktörlerdir.

Meslektaşlarıma mesajım şu olurdu: Lütfen mesleki kimliğinize sahip çıkın, bilimsel bilgiyle donanın ve kendinizi sürekli geliştirin. Çünkü hemşirelik sadece görev yapmak değil; aynı zamanda düşünmek, sorgulamak, araştırmak, yenilik üretmek ve bakım sürecine değer katmaktır. Unutmayalım ki güçlü bir mesleki kimlik, toplumun bize duyduğu güveni artırırken, mesleğimizin saygınlığını da yükseltir. Her birimizin bireysel çabaları, hemşireliğin geleceğini şekillendirecek kadar değerlidir.

Topluma iletmek istediğim mesaj ise şudur: Hemşireler yalnızca enjeksiyon yapan ya da serum takan sağlık çalışanları değildir. Onlar, hastanın bütüncül bakımından sorumlu olan, yaşamın başlangıcından sonuna kadar her aşamada yer alan, bilimsel bilgiyle insan sevgisini harmanlayan profesyonellerdir. Lütfen hemşireleri sadece fiziksel emeğiyle değil; bilgisi, sabrı, iletişim gücü ve vicdanıyla da görün. Onların değerini sadece özel günlerde değil, her gün hatırlayın.