Fen Edebiyat

Mustafa Kemal Atatürk UKÜ’de törenle anıldı

Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ölümünün 84. Yılında Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ), Fen Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen törenle anıldı.  

Saat 09.05’te gerçekleştirilen saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan tören, UKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü öğrencileri Mehtap Biçer ve Meltem Biçer’in Mustafa Kemal Atatürk’ün anısına şiir okumaları ile devam etti.  

Törende UKÜ Rektörü Prof. Dr. Halil Nadiri, Rektör Yardımcıları, akademisyenler ve öğrenciler hazır bulunurken,  Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Karadağ,  Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Emiroğlu ve İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Göral Erinç Yılmaz’ın katıldığı panel gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Karadağ törende gerçekleştirdiği konuşmasında, Atatürkçülüğün tek başına bir sistem öngörmediğini belirterek, “Atatürkçülük, öz olarak, tarihsel, felsefî ve politik bir ‘dünya görüşü’ne ait kimi ‘ilke’ler bütünü olup, Mustafa Kemal’in kendi deyimiyle bu ilkeler ışığında ‘yapılan işler’den başkası değildir” ifadesini kullandı. 

Atatürkçü Düşünce’nin içinde ‘niyet’, ‘sezgi’, ‘tasarı’, ‘tasarım’, ‘keşif’, ‘bakış’, ‘görüş’, ‘refleks’ ve ‘refleksiyon’u da barındıran bir ‘sistematik düşünme biçimi olduğunu da açıklayan Karadağ, “Zaten, tam da bu nedenle hem Özdemir İnce’nin dediği gibi Atatürk,  ‘çağının çağdaşı’ ve hem de günümüzün ‘çağdaş’ı olmak niteliğini taşımaktadır” dedi. 

Yrd. Doç. Dr. Osman Emiroğlu da konuşmasında, Atatürk’ün gençliğinde aldığı eğitimlerin ve geliştirdiği bakış açısının gelecekle ilgili planlamalarında farkedildiğini işaret ederek, “Eğitimle ilgili sürekli olarak düşünce üretmesinin altında yetişen insanların potansiyelini farketmek olabilir” şeklinde konuştu. 

Atatürk’ün eğitimle ilgili felsefesinin tek bir ideolojiden ya da tek bir felsefeden oluşmadığını da aktaran Emiroğlu, “Ürettiğini kullanan gerçek yaşamla ilişkilendiren insanlar yetiştirmek için politeknik ve pragmatik insanı insan yapan değişmez özelliklerin temellendirilmesinde dahiliyeci ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin amaçlarını gerçekleştirmesinde yeniden inşaacılık olduğunu görebiliriz” ifadesini kullandı. 

Dr. G. Erinç Yılmaz da Atatürk ve kadının modern toplumdaki yerine dair vizyonuyla birlikte Osmanlı döneminden itibaren bu konuda eylemlerde bulunan ve fikirler üreten kadınların çabalarını dile getirerek, Atatürk’ün temel çabasının aslında kadınları geleneklerin ve cemaatlerin baskısından kurtararak birer birey olarak toplum hayatına katılmalarını olduğunu belirtti.

Kadın ve erkeğin eşit şartlarda eğitilmesini Atatürk’ün bu bireyleştirme çabasıyla ve laiklik ilkesiyle bir arada düşünmek gerektiğini de dile getiren Yılmaz, laiklikle beraber devletin bütün bireyleri tek tek muhatap aldığı yeni bir dönem başladığını vurguladı. 

Tören, “Atatürk ve Kadın” konulu belgesel sunumuyla sona erdi.