UKÜ’lü Akademisyen Yrd. Doç. Dr. Özker Kocadal, Rusya-Ukrayna savaşına yönelik değerlendirmelerde bulundu
Ukrayna Krizi: Rusya’nın askeri müdahalesi ve uluslararası düzen
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ), İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Özker Kocadal, Ukrayna krizinin Rusya’nın Ukrayna’ya askeri harekât başlatması ile iki ülke arasında silahlı bir çatışmaya yani savaşa dönüştüğünü belirterek, Rusya’nın ilk amacının ise en kısa sürede başkent Kiev’i kontrol altına alıp, Ukrayna’da Rusya yanlısı bir rejim değişikliğini sağlamak olduğunu söyledi.
Rus kuvvetlerinin ülkede kalıp kalamayacağı veya nasıl bir yol izleneceğini şimdilik tahmin etmemizin mümkün olmadığını kaydeden Kocadal, “Burada belirleyici olacak faktörler arasında Ukrayna silahlı kuvvetleri ve halkının nasıl bir direniş göstereceği, Batılı ülkelerin onlara desteklerini sürdürüp sürdürmeyecekleri ve AB ile ABD’nin Rusya’ya uygulamayı planladıkları ekonomik yaptırımların etkinliği sayılabilir” dedi.
Yrd. Doç. Dr. Kocadal, Batılı ülkelerin yaptırımlarının birkaç yıllık bir zaman dilimi içeresinde Rus ekonomisine ciddi bir zarar vermesi beklentisi bulunduğunu aktararak, “Bu yaptırımların Rus halkının Putin’e olan desteğini azaltması da umuluyor” ifadesini kullandı.
Rusya’nın yaptırımlar konusunda oldukça tecrübeli ve bağışıklık kazanmış bir ülke olduğunun altını da çizen Kocadal, 2014 yılında Kırım’ın ilhakı sonrasında benzer bir uygulamanın Batı tarafından başlatıldığını ancak istenen sonucu vermediği hatırlatmasında bulundu.
Kocadal, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) açısından ise Rusya’nın başlattığı bu savaşın hem bir tehdit hem de bir fırsat olarak görülebileceğini belirterek, NATO’nun artık Doğu Avrupalı üyeleri ve Ukrayna’nın sınır komşuları olan Polonya, Slovakya, Macaristan ve Romanya’da askeri tedbirlerini artırmak zorunda olduğunu kaydetti.
Ukrayna krizinin NATO için stratejik bir fırsat sunduğuna da dikkat çeken Kocadal, “Üye devletler artan Rus tehdidi karşısında saflarını sıklaştırmak zorunda hissedecekler. Yani Rusya, Ukrayna ve diğer Doğu Avrupalı ülkelerin NATO ile ilişkilerini engellemek için giriştiği bu harekâtla istediğinin tam tersi bir etki de yaratabilir” şeklinde konuştu.
Kocadal, Almanya’nın Rus doğal gazını ülkesine taşıyacak olan ‘Kuzey Akım 2’ boru hattının açılışını askıya aldığını da hatırlatarak, bu durumun AB’nin artık Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltmak için daha ciddi çalışmalar yapacağının bir göstergesi olduğunu söyledi.
Doğal gaz ile ilgili gelişmelerin ayrıca Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yataklarının önemini de artırdığını belirten Kocadal, bu kaynakların Türkiye üzerinden hızlıca Avrupa pazarına sunulmasının önü de açılmış olabilir, “Bu da şüphesiz Kıbrıs sorununun çözümü için Batılı ülkeler ve özellikle AB’nin daha çok çaba harcamasına neden olacaktır” dedi.
Kocadal, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalesinin sadece iki komşu ülke arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklanan bir çatışma olmadığını söyleyerek, “Rusya açısından bu savaş Ukrayna-NATO ilişkileri, Kırım, Donetsk ve Luhansk meselelerinin de ötesinde Batı ile süregelen çekişmenin bir devamıdır. Zira Rusya Batı çıkarlarına hizmet ettiğini düşündüğü ‘liberal uluslararası düzeni’ de hedef almaktadır” yorumunu paylaştı.